3 Nisan 2014 Perşembe

DOGVILLE
Eveettt... Daha önceden bu tür veya buna yakın sayılabilecek bir film izlemediğimi belirtmek isterim. Klasik film eleştirisi sayılabilecek detayları şu şekilde sıralamak gerekirse, uzun, sürükleyici, izlerken bel-boyun ağrısına neden olsa da merak uyandıran, acabalarla dolu bir film diyebiliriz. İzlemeye değer, daha önceden neden izlememişim ki diye insanın kendine kızmasını da sağlıyor.

Filmi izlemeden önce bir Ef huyu olarak filmin yorumlarına göz attığımda filmi çok fazla kişinin eleştirip beğenmediğine rastladım. ''Zaman kaybı'' tabiri durağan giden bir filme yapılabilecek bir yorumken, bu film için yanlış bir tanım bence. Evet, zevkler görecelidir ama değer yargılarına bu kadar yoğun bir şekilde yer verilen bir film için ''kötü'' kelimesinin acımasız olduğunu düşünüyorum.

Tabi ki usta bir film eleştirmeni olmamama rağmen,filmlerde işlenen iktidar, güç, toplumsal mesajları yansıtan bölümleri dışında, basit anlamda filmde en hoşuma giden olmayan mekanların oldurulmasıydı. Tiyatro sahnesi kullanılarak bir film ortaya çıkması..Açılan ama aslında olmayan kapı sesleri, havlayan ama görünmeyen köpek... Gerçekten etkileyici.. Tabi ki filmin sonlarına doğru bana insanoğlunun zaman mekan fark etmeden her yerde aynı olduğunu, her şekilde kendi bencillikleri, kendi egoları ve kendi zaaflarının olduğunu açıkça gösterdi.

Grace maden ocağında beklerken 15 çan duymasaydı, acaba senaryo nasıl olurdu diye de düşünmedim değil :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder