17 Aralık 2013 Salı

Porsche Müzesi
Stuttgart’ın arka mahallelerinden Zuffenhausen’da konumlanan Porsche on yıllarca yüksek sınıfın rağbet ettiği otomobilleri tasarladı. Ancak başarı hikayesini anlatabileceği uygun bir mekana sahip olmadı. Audi, Mercedes veya BMW’nin aksine Porsche’nin kendine ait bir şirket müzesi bulunmuyordu. 2008 yılında açılan nefes kesici bina ile bu kader değişti.
2003 yılında Porsche müzesini oluşturacak tasarımı seçmek üzere gerçekleştirilen yarışmada şirket yönetiminin, doğal olarak, en çarpıcı yapıyı –Viyana merkezli Delugan Meissl’ın önerisini- seçmesi, aslen şirketin 70. kuruluş yıldönümüne yetiştirilmesi düşünülen binanın programını biraz karıştırdı. Çünkü öngörülen 50 milyon Euro’luk bütçe ikiye katlanmış ve inşaat takvimi ötelenmişti. Ancak müzenin direktörü Achim Stejskal, sonuçtan memnun: “Profesyonel çevrelerde yapının inşa edilemez olduğu konuşuluyordu. Ama şimdi yapımı tamamlandı ve tek kelime ile çığır açıcı görünüyor.”
140 metre uzunluğunda ve 70 metre genişliğindeki yapı hakkında gerçekten de göz dağı veren bir şeyler var. Çünkü 35 bin ton ağırlığa sahip bu iki aksta da açılı yerleştirilmiş bina, yalnızca üç ayak üzerinde yükseliyor. Hatta bu ‘kolon’lar da binayı taşımakla kalmıyor, yapının iç sirkülasyonun ana damarlarını, yürüyen merdivenlerini ve yatay asansörlerini içlerinde barındırıyorlar. Neredeyse kesintisiz görünen 5 bin 600 metrekarelik sergi alanı, müzedeki yüzlerce Porsche otomobil dışında Christopherus isimli bir gurme lokantası, toplantı odaları ve çatı terasını kapsıyor.
Yapının açılışında yaklaşık 80 araç sergiye konuldu. Şirketin kalıcı koleksiyonunda ise şimdilik sergi alanına çıkarılmamış 300 araç bulunuyor. Neredeyse tüm otomobillerin kullanılabilir olduğu serginin pek çok parçası, halen vintage yarışlara ve klasik otomobil etkinliklerine katılıyor. Bu yüzden de sergi sürekli değişen bir kurguya sahip olacak; yollara çıkan otomobillerin yerlerini yenileri alacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder